Global piyasalarda ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz kararlarına ait belirsizlikler ve jeopolitik risklerin gölgesinde dalgalı bir seyir gözleniyor. ABD’de büyüme dataları ve FOMC tutanakları bu haftanın en kritik gündem hususları ortasında.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, Hazine destekli kefalet sistemini faal formda kullanmaya devam ediyor. Kredi kefalet sistemiyle yatırım, ihracat ve sarsıntı bölgesi önceliklendiriliyor. Hazine takviyeli kefalet sistemiyle 70 milyar liralık kredi imkanı işletmelerin kullanımına açılırken, bunun 30,5 milyar lirası zelzeleden etkilenen işletmelere ayrıldı.

Tecrübeli iktisatçı Dr. Mahfi Eğilmez, Merkez Bankası’nın kasım ayında faizi sabit tutup aralık ayında bir indirime göz kırptığı kararını kıymetlendirdi. Dr. Mahfi Eğilmez, enflasyonun beklendiği halde düşmediğini belirterek “Baz tesiri dışında bir düşüş ortaya çıkmadan faizin düşürülmesi bu kademede pek gerçek görünmüyor” diye yazdı. Gerçek dal ve çalışanların beklentilerine değinen Eğilmez, aralıkta hem faizin 2 puan indirilmesinin hem de minimum fiyata yüzde 35 artırım gelmesinin sürpriz olmayacağını kaydetti.

Faizleri değiştirmeme kararı alan TCBM’nin attığı bu adımın akabinde, UBS ve Deutsche Bank beklentilerini paylaştı. Banka’nın faiz kararına yönelik uzmanlarca yapılan değerlendirmelerde, Aralık’ta indirim muhtemelliğine dikkat çeken UBS ve Deutsche Bank’ın yanı sıra, Goldman Sachs da 2025 Ocak ayında 100 baz puanlık indirim beklediğini belirtti.

Goldman Sachs, TCMB’nin Ocak ayında 100 baz puanlık birinci faiz indirimini gerçekleştireceği beklentisini koruyor. Banka, TCMB’nin yayınladığı PPK açıklamasını değerlendirdiği notunda, faiz indirimi için enflasyonun kestirimlerle uyumlu bir formda düşmesinin kıymetli olduğunu vurguladı. Ayrıyeten, taban fiyat artışının enflasyon üzerindeki tesirinin TCMB tarafından yakından izleneceğini tabir etti.

ABD’de iktisadın ‘yumuşak iniş’ yapabileceği ihtimali hala varlık fiyatları üzerinde tesirli olmayı sürdürürken, artan jeopolitik riskler üst istikametli hareketi sınırlıyor. Bugün gözler dünya genelinde açıklanacak ağır makroekonomik datalara çevrilirken, datalardan alınacak sinyallerin merkez bankalarının gelecek devir atacağı adımlara ait ipucu vermesi bekleniyor.